NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدُ
بْنُ
جَعْفَرٍ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ
حَمْزَةَ
الضَّبِيِّ قَالَ
سَمِعْتُ
أَنَسَ بْنَ
مَالِكٍ
قَالَ كُنَّا
إِذَا
نَزَلْنَا مَنْزِلًا
لَا
نُسَبِّحُ
حَتَّى
تُحَلَّ الرِّحَالُ
Enes b. Mâlik (r.a.)
dedi ki:
"Biz (yolculukta)
bir yere konakladığımız zaman, hayvanların yükü indirilmedikçe nafile namaz
kılmazdık."
İzah:
Sadece Ebu Dâvud
rivayet etmiştir.
Sünen-i Ebû Davud'un
bir nüshasında kelîmesi yerinde kelimesi
bulunmaktadır.O zaman bu hadis, "Biz hayvanların yükünü indirmedikçe
nafile namaz kılmazdık" manasına gelir.
Diğer bir nüshada da,
"hatta tühalle" kelimesi yerinde "hatta nünîha" kelimesi
geçmektedir. Bu nüsha nazar-ı itibare alındığı takdirde ise, sözü geçen cümle
"Biz hayvanları istirahata çekmedikçe nafile namaza durmazdık"
manasına gelir. Hadis-i şerif, nafile namaz kılmaya son derece önem veren
ashâb-ı kiramın, hayvanların hakkına riâyet etmeye, nafile namaz kılmaktan daha
fazla önem verdiklerini, yolculuk esnasında bir yerde konakladıkları zaman
kuşluk namazı gibi belli vakitlerde kılınan nafile namazların fevt olması
pahasına da olsa, hayvanların yüklerini indirip onları rahata kavuşturmadıkça
o namaza durmadıklarını ifâde etmektedir. Ashâb-ı kiramın- ibâdetle ilgili
meselelerdeki uygulamalarının kendi ictihadlanndan kaynaklandığı düşünülemez.
Çünkü ibâdetlere ait uygulamalar ictihad konusu olamazlar. Bu itibarla onların
bu uygulamasının Rasûl-i zîşân efendimizin talimatından kaynaklandığını kabul
etmek icabeder. Bu da hayvanların haklarına riâyet etmenin ve onlara acımanın
nafile namaz kılmaktan daha önemli olduğunu ifâde eder.